NE CİNS BİR EVLAT BU TÜRLÜ BİR İSTEK TAŞIR İÇİNDE?
Bir evlat, annesinin bu dünyaya veda etmesini nasıl ve neden ister ki? Haydi diyelim bir anlık öfkeyle bu türlü bir pay kapıldı, milyonlarca kişinin duyacağını ya da okuyacağını bile bile bunu nasıl lisana getirir, nasıl söyler? Daha da ötesinde ne cins bir evlat, annesinin mevtini “bir cins lüks” olarak görür?
Hiçbir şartta kayıtsız kalınacak tipten kelamlar değil bunlar. Hele bu kelamları sarf eden, dünyaca ünlü bir şahıssa. Yani ağzından çıkan tek bir söz bile milyonlara ulaşıyorsa.
Herkesin, çocukluk çağında anne ve babasıyla önemli sıkıntılar yaşadığını bildiği bir ünlü bu kelamları bir röportajda sarf etti. Ya da kendi sözüne nazaran aslında o o denli demek istemedi fakat basın, ağzından çıkanları çarpıtıp güya annesinin ölmesini diliyormuş üzere yazdı.
Gelelim bu ünlünün kim olduğuna ve kendi tezine nazaran aslında ne söylemek istediğine, ağzından çıkanların manasını nasıl açıkladığına.
ÖYLE DEMEK İSTEMEDİĞİNİ İLERİ SÜRDÜ: Söz konusu ünlü kişi, daha küçücük bir çocukken rol aldığı E.T. isimli sinemayla hafızalara kazınan Drew Barrymore. Bugün 48 yaşında, iki çocuk annesi bir yetişkin olan Barrymore, Vulture isimli dergiye verdiği röportajda çok tartışılan kelamlar sarf etti. Daha doğrusu, kendisi bütün bunları söylemek istemediğini savunsa da o denli ya da bu türlü kelamları olay oldu.
ÇOCUKKEN HOLLYWOOD PARTİLERİNDE SABAHLARDI
Zaten artık onun hayatını yakından takip edenlerin bildiğine nazaran Drew Barrymore, daha 10’lu yaşlarını bitirmeden berbat alışkanlıkların pençesine düştü.
Onu daha küçücük yaşta Hollywood partilerine götüren ve sabahlara kadar orada kalmasına neden olan annesi Jaid Barrymore yüzünden kapıldı bu makus alışkanlıklara söylediğine nazaran.
İlk alkollü içkisini yalnızca 9 yaşındayken tattı, 12 yaşına geldiğinde de artık keyif verici uyuşturucuların müptelası olmuştu bile. Babasına gelince… Oyuncu olan babası John Barrymore, iflah olmaz bir alkolikti ve daha Drew küçücükken “aile fotoğrafından” çoktan çıkıp gitmişti.
Drew Barrymore’un zati yıllardır hatırlattığına nazaran annesi Jaid, çocuğunu tek başına, bekar bir anne olarak büyütmeye hazır değildi. Bütün bunlar yüzünden de Drew’nun, hem annesiyle hem de babasıyla çok küçük yaşlardan itibaren sancılı bir ilgisi oldu.
İşte Barrymore, Vulture’a verdiği röportajda o periyoda değindi. Memleketler arası basında bu röportajdan yapılan alıntılara bakılırsa da Barrymore, üstteki üzere tüyler ürperten açıklamalar yaptı.
ANNESİYLE SIKINTI VE CAN YAKICI BİR ALAKASI OLDU
Annesinin ölmüş olmasını dilediğini belirtti: ” Ebeveynini kaybeden arkadaşlarını kıskandığını” belirtti Barrymore. “Bütün hepsinin anneleri öldü. Benim annem ise hayatta. Benim bu türlü bir lüksüm yok. Fakat bunu bekleyemeyeceğim.” Drew Barrymore, annesiyle çok güç ve can acıtan bir ilgisi olduğunu kelamlarına ekledi.
Aslında Barrymore’un kelamlarının satır ortalarına bakıldığında da farklı manalar ortaya çıkıyor: ” Büyüyebilmek için birinin ölmesini dilediğim bir noktada yaşamak istemiyorum. Ben aslında annemin memnun ve sağlıklı olmasını istiyorum. Lakin onun olduğu bir gezegende büyümek zorundayım.”
‘NE CÜRETLE BU KELAMLARI BENİM AĞZIMA YAKIŞTIRIRSINIZ!’
İşte Barrymore’un, annesi Jaid’in ölmesini istek ettiğine dair kelamlarının basına yayılmasının akabinde, yıldızdan dabu kuruluşlara büyük bir reaksiyon geldi.
Instagram hesabından bir görüntü paylaşan Barrymore, magazin basınına “Siz benim hayatımı, 13 yaşımdan bu yana kabusa çeviriyorsunuz. Ben asla annemin ölmesini dilediğimi söylemedim. Ne cüretle bu kelamlarına benim ağzıma yakıştırırsınız” diye seslendi.
Drew Barrymore, kelamlarının çarpıtıldığını ileri sürüp şunları söyledi: ” Daima savunmasız olageldim. Çok sıkıntı ve can yakan bir alakayı çözmeye çalıştım. Lakin bunu ebeveyn hayattayken yapmanın sıkıntı olduğunu ve bunu çözmek için bekleyemeyeceğimi söylemek istedim.” Barrymore, kelamlarının gerçek manasının bu olduğunu tabir etti.
Barrymore “Sözlerimi çarpıtmayın, annemin ölmesini dilediğimi söylemeyin. Bunu asla söylemedim. Bu türlü bir şeyi asla söylemem” dedi. Tam bilakis hiç kimsenin bu türlü bir dilekte bulunacağı bir durumda kalmasını istemediğini kelamlarına ekledi.
SİNEMACI BİR AİLEDE DÜNYAYA GELDİ
Drew Barrymore, sinemacı bir ailenin içinde gözlerini dünyaya açtı. Babası John Drew Barrymore da Alman asıllı annesi Jaid de birer oyuncuydu. Lakin bitmedi. Dedesi John Barrymore (yukarıda) periyodunun ünlü bir sahne aktörüydü. Yani aslında tahminen kendi haline bırakılsa Drew da zati onlarla birebir mesleği seçecekti. Lakin o denli olmadı.
Annesi Jaid’in çabasıyla daha küçücük yaşta kendini kameralar karşısında buldu Drew. Öte yandan hayatı da bir kaos içindeydi.
Barrymore, şimdi küçücük bir çocukken direktörlüğünü Steven Spielberg’in üstlendiği E.T isimli sinemayla şöhrete kavuştu.
İflah olmaz bir alkolik olan babası onları terk etti. Annesi ise çocuğunu tek başına büyütmeye hazır değildi.
Üstelik kendisi ünlü bir oyuncu olmaya çabalayıp bunu başaramamıştı. Elinde ise erkenden bu yola çıkabilecek olan küçücük kızı vardı. İşte ondan sonra Drew’nun süratli hayatı başladı.
‘ÇOCUKLUĞUM FECÎ BİR YALNIZLIK İÇİNDE GEÇTİ’
Barrymore yıllar sonra The Guardian’a verdiği röportajda çocukluğunu ‘korkunç’ ve ‘yalnızlık içinde geçti’ diye tanımlamıştı. Söylediğine nazaran anne ve babasına karşı derin bir öfke duyuyordu. Zira asla kendisinin yanında olmamışlardı.
Bir müddettir online olarak kendi ismini taşıyan bir sohbet programı hazırlayıp sunan Drew Barrymore, kendi annesiyle de sıkıntılı bir bağ yaşayan meslektaşı Brooke Shields’ı konuk ettiği kısımda de annesiyle ilgili çarpıcı itiraflarda bulunmuştu.
Yıldız, “Benim cinsellikle ilgili başım karışıktı. Zira annem benim erkek arkadaşlarımla flört ederdi” demişti.
