Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın cumartesi günü düzenlenen Misyona Başlama Töreni’nde davetliler ortasında bulunan, Yunanistan’ın eski savunma ve dışişleri bakanı Dimitris Avramopulos, Türk-Yunan alakaları ile ilgili olarak, Atina’ya daha optimist döndüğünü söyledi.
ILIMLI MESAJLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri olduğu devirden beri dostluğu bulunan Avramopulos, Yunan başşehrinde “Erdoğan’ın Türk-Yunan bağlarında ne yapacak” sorusuna yanıt arandığı bir sırada, ayağının tozuyla hem Antena hem de Skai televizyonlarına konuşarak, merasim sırasındaki sohbetlerinden edindiği izlenimleri, sıcak bildirilerle anlattı. Avramopulos şunları söyledi:
‘GÖRKEMLİ BİR TÖRENDİ’
– Davette Yunanistan’ı Dışişleri Bakanı Vasilis Kaskarelis (geçici seçim hükümeti) temsil etti. Ben, Lider Erdoğan’ın davetlisi olarak oradaydım, Erdoğan ile dostluğumuz, kokusunu yıllarca kaybetmeyen bir parfüm üzeredir. Erdoğan, güzelleri ile berbatları ile Türkiye’nin doğal başkanıdır. Bence, siyaset sahnesinden çekilmeden evvel, isminin her vakit hatırlanacağı işler yapmak istiyor.
– Görkemli bir merasimdi. Orada, gördüğümde şaşırdığım şahsiyetlerle karşılaştım. Ermenistan Başbakanı (Nikol Paşinyan), Mısır Dışişleri Bakanı (Semih Şükri) oradaydı. Türkiye’nin, Erivan ve Kahire ile bir mühlet öncesine kadarki bağlantılarını göz önüne alırsanız, Paşinyan’ın, Şükri’nin merasime katılmaları çok değerli. Bu iştirakler mutlaka rastlantısal değildir.
‘KABİNE DEĞİŞİME İŞARET’
– NATO Genel Sekreteri (Jens) Stoltenberg de oradaydı. NATO demek, ABD demektir. Ayrıyeten, seçim zaferinden sonra yalnızca ABD Lideri (Joe) Biden değil, tüm dünya başkanları Erdoğan’ı arayıp kendsiyle konuştular.
– Kabineye giren isimlerin de manası var. Eğitim seviyesi yüksek şahsiyetleri misyona getirdi. Erdoğan, siyasetçileri bırakıp, farklı ehemmiyet taşıyan şahsiyetleri görevlendirdi. Kelam gelimi, Türkiye’de 2015’e kadarki ekonomik mucizeyi başaran Mehmet Şimşek’i yine görevlendirdi. Kabinedeki isimler, Türkiye’de bir şeylerin değişeceğine işaret.
‘DOĞU DEĞİL BATI’ YORUMU
– Erdoğan ülkesini bölgede çok kıymetli bir güç olarak görüyor. Birebir görüş açısı, Batı için de geçerli.
– Türk-Yunan ilgileri için ufukta optimist bir şeyler görünmeye başladı. Bir fırsat penceresi açılıyor, bundan yararlanmalıyız. Erdoğan’ın, Türkiye için olan vizyonunun gerçekleşmesinde, Yunanistan’ın da rolü olabilir. Erdoğan’ın Türkiye’nin geleceği için olan vizyonuna bizim bir itirazımız yok. Bizim istediğimiz, Türkiye’nin Yunanistan’a hürmet göstermesidir. Geçmiş geride kaldı. Bundan sonrasına bakalım.
– Yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile kısa bir sohbetimiz oldu. İzlenimim, Türkiye’nin Batı’ya daha yakınlaşmasını istediği. Fidan, Erdoğan’ın çok güvendiği bir isim. Erdoğan’ın Doğu’ya değil, Batı’ya yönleneceği kanısındayım.
FARKLI BİR YAKLAŞIM
– Davette Erdoğan ve Hakan Fidan’dan öbür Mevlüt Çavuşoğlu ve İbrahim Kalın ile de sohbet ettim. Kendileri ile yıllardır tanışıyoruz.
– Erdoğan yeni kabinesiyle, Türkiye’de yeni bir rüzgâr estiriyor. Hem iktisat hem toplumsal hem de dış siyaset mevzularında, farklı bir yaklaşım içinde olacağı işaretleri gördüm.
– Erdoğan bence, daha başından beri, Türkiye’de sistemin demokratikleşmesini ve ülkenin Batı’ya yönelmesini istiyordu.
Dimitris Avramopulos, davette Fener Patriği Bartholomeos ve İbrahim Kalın ile çekilmiş fotoğrafını da paylaştı.
ERDOĞAN İLE ESKİ DOSTLAR
– Avramopulos 1994-2002 yılları ortasında Atina Belediye Lideri olduğu devirde, İstanbul’u ziyaret ettiğinde cezaevinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da görmek istemişti lakin müsaade verilmediğinden bu görüşme gerçekleşememişti.
– Erdoğan ve Avramopulos daha sonraki yıllarda tekraren görüştüler. Avramopulos bu görüşmelerinden birinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Sana ekselansları diyemiyorum. Sana Tayyip diye hitap etmeye alıştım” demişti.
– Avramopulos, 2013’te Ankara’yı ziyaret eden devrin Yunan Başbakanı Andonis Samaras’a tespih armağan edildiğini öğrenince, Erdoğan’a sitem etmişti. Erdoğan da kendi tespihini Avramopulos’a armağan vermişti. Dimitris Avramopulos (70) 2014-2019 yılları ortasında, AB Komisyonu’nun göç işlerinden sorumlu üyesi idi.
