Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Togg’un geçtiğimiz yıl kendi segmentinde en fazla tercih edilen araba olduğunu söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Gebze Bilişim Vadisi’nde Türkiye Sıhhat Platformu (TÜSAP) Sıhhat Tepesi’ne katıldı. Programda konuşan Bakan Kacır, “Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan liderliğinde geride bıraktığımız son 22 yılda birçok alanda büyük atılımlar gerçekleştirdik. Güçlü sanayi altyapımız, firmalarımızın üretim esnekliği, nitelikli insan kaynağımız ve yenilikçiliği teşvik eden Ar-Ge ekosistemimizle kıymetli başarılara imza attık. Vakit artık Türkiye’yi üst lige çıkarma, dünyanın en gelişmiş ekonomileri ortasına sokma vaktidir. Ticaret ve teknoloji savaşlarının yaşandığı günümüz dünyasının kazananları yenilikçi ve rekabetçi üretim yapan ülkeler olacaktır. Türkiye de bu süreçte Ulusal teknoloji atılımı vizyonu ile özgün yol haritasını oluşturarak teknolojide öncü ülkelerden biri olma iradesini göstermiştir” diye konuştu.
“TOGG, GEÇTİĞİMİZ YIL KENDİ SEGMENTİNDE EN FAZLA TERCİH EDİLEN ARABA OLDU”
Türkiye’nin yerli ve ulusal savunma sanayii eserleri hakkında konuşan Bakan Kacır, ” Tüm dünyanın lisana getirdiği üzere artık Türkiye’nin yerli ve ulusal savunma sanayii eserleri, dünyada savaş paradigmasını ve jeopolitik istikrarları değiştirici ögelerdir. Savunma sanayiinde kaydettiğimiz başarıyı artık sivil alanlara taşıyoruz. Bunların başında teknolojik yeniliklerin ve paylaşım iktisadının yükselişini fırsata dönüştürmek için başlattığımız Togg projesi geliyor. Mobilite bölümümüzün dönüşümünde liderlik yapan Togg, geçtiğimiz yıl kendi segmentinde en fazla tercih edilen araba olarak bizleri gururlandırdı” halinde konuştu.
“600 DOLAR MALİYETLE BİR GÜNDE GEN HARİTAMIZA ERİŞMEK MÜMKÜN”
Sağlık dalında de benzeri adımlar atmak istediklerini aktaran Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “1990’lı yıllarda başlayan ve 13 yıllık bir müddette 2,7 milyar bütçeyle yürütülen insan genom haritası projesinden sonra bugün, 600 dolar maliyetle bir günde gen haritamıza erişmek mümkün. Kuşkusuz bu dönüşüm sıhhatte yenilikçi teknolojilerin ve şahsileştirilmiş tıp uygulamalarının kapısını aralıyor. Bu dönüşümü fırsata dönüştürmek için sıhhat bölümündeki global trendleri ve gelecekteki gereksinimlerimizi gerçek tespit hayati ehemmiyete sahip. Artık önümüzde ömür ömrü uzayan insanlara sunmamız gereken sıhhat hizmetleri ödevlerimiz var. Tıpkı vakitte bulaşıcı hastalıklardan çok, kalp hastalıkları ve diyabet üzere kronik rahatsızlıklar ön plana çıkıyor. Dijital sıhhat uygulamaları ise bu kronik rahatsızlıkların önlenmesinde hayati rol oynuyor. Sıhhatte dijital dönüşüm, hem hastaların sıhhat sistemine getirdiği maliyetleri faal bir biçimde ölçmemizi ve yönetmemizi sağlıyor hem de vatandaşlara kaliteli bir sıhhat hizmeti sunmamız için bir fırsat penceresi sunuyor. Bu dönüşümün oluşturduğu ekonomik potansiyel kuşkusuz sıhhat alanında yeni teknoloji firmalarının çıkmasına ve büyük teknoloji firmalarının bu alana yönelmesine imkan sağlıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, Türkiye’nin sıhhat teknolojileri alanında daha ileri düzeylere ulaşması için gerekli adımları atıyor, bu alanda memleketler arası rekabet gücümüzü artırmak için çalışıyoruz” tabirlerini kullandı.
“22 MİLYARI GEÇEN 56 YATIRIM PROJESİNİ DESTEKLİYORUZ”
Konuşmasını sürdüren Kacır, “2022 yılında yürürlüğe aldığımız Akıllı Hayat ve Sıhhat Eser ve Teknolojileri Yol Haritası ile; ülkemizde ve dünyadaki mevcut durumu tahlil ederek gereksinimlerimizi ortaya koyduk. Sıhhat kesimindeki dönüşüme ülkemizin ahengini kolaylaştırmak emeliyle stratejik gayeler ile kritik siyaset ve proje teklifleri belirledik. Yol haritası ile klinik ve bilişim teknolojilerindeki patent sayılarını, Ar-Ge harcamalarını ve sıhhat alanındaki teşebbüslerin sayılarını artırmayı kendimize maksat olarak koyduk. Kritik ve stratejik olarak belirlediğimiz ilaç, tıbbi aygıt ve sıhhat bilişim teknolojilerinde yerlileştirme atağımıza sürat verdik. Yalnızca 2023 yılında sıhhat dalında 315 yatırıma teşvik evrakı düzenleyerek 55 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 9 bin nitelikli istihdamın önünü açtık. Katma pahalı üretimi teşvik etmek ve cari açığı azaltmak üzere hayata geçirdiğimiz Teknoloji Odaklı Sanayi Atılımı Programı kapsamında biyobenzer ilaçlardan kanser ve otoimmün ilaçlara, ortopedik aygıtlar ve protezlerden yenilikçi muadil ilaçlara kadar toplam büyüklüğü 22 milyarı geçen 56 yatırım projesini destekliyoruz. Teknoloji odaklı sanayi atağı programında Türkiye’nin hali hazırda yüksek seviyede ithal etmekte olduğu eser ve teknojileri listeledik. Bunlar yıllık 60 milyar dolar seviyesinde ithalat ve 51 milyar dolar seviyesinde cari açık ortaya çıkaran eserler ve teknoloji başlıkları. Bunların yerlileşmesine dönük hem arge hem de yatırım projesine dayanak kararı aldık. 750’ye yakın müracaatın içerisinden 1802e yakın projeyi destekledik ve bunların neredeyse 3’te biri sıhhat bölümündeki projeler” dedi.
“SON 22 YILDA SIHHAT ALANINDA 9 BİNDEN FAZLA PROJEYE VE 15 BİNDEN FAZLA ŞAHSA TOPLAM 40 MİLYAR LİRA DAYANAK SAĞLADIK”
Bugüne kadar sıhhat alanında 11 büyük ölçekli yatırım projesi için müracaat aldıklarını belirten “Sağlıkta güçlü bir üretim altyapısının olmazsa olmazı Ar-Ge ve inovasyon yetkinliği. İlaç, tıbbi aygıt ve medikal bölümü başta olmak üzere sıhhat alanında faaliyet gösteren öncü firmalarımız bünyesinde yer alan 68 Ar-Ge merkezinde 2 bine yakın araştırma projesi yürütüyoruz. Bugüne kadar teknoparklarımızdaki 2 binden fazla teknoloji teşebbüsünün sıhhat teknolojileri alanındaki 15 binden fazla projesine dayanak verdik. TÜBİTAK takviye programlarımızda Ar-Ge ve yenilik mevzu başlıkları altında sıhhat kesiminde pek çok alanda çalışmalara öncelik veriyoruz. TÜBİTAK burs ve takviye programları kapsamında son 22 yılda sıhhat alanında 9 binden fazla projeye ve 15 binden fazla bireye toplam 40 milyar lira takviye sağladık” diye konuştu.
“KANSER VE KRONİK HASTALIKLARDA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ BASKILAYAN HÜCRELERİN UZAYDA DAVRANIŞLARINI İNCELEYEREK YENİ TEDAVİ FORMÜLLERİ İÇİN KAPI ARALIYORUZ”
Türkiye’nin sıhhat bölümünde gerçekleştirdiği bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler yalnızca dünyayla sonlu olmadığını belirten Bakan Kacır, “Geçen hafta birinci Türk astronotumuzu Alper Gezeravcı bilim misyonu kapsamında uzaya gönderdik. Alper Gezeravcı, milletlerarası uzay istasyonunda Türiye’nin birinci uzay bilim misyonunu gerçekleştiriyor. Uzayda gerçekleştirdiğimiz deneylerle, mikrogravite ortamının sunduğu eşsiz kaideleri kıymetlendirerek, tıp ve mühendislik alanında çığır açan araştırmalara imza atıyoruz. Mikroalglerin oksijen üretme ve karbondioksit yakalama kabiliyetlerini tahlil ederek gelecekte dünyanın ötesinde hayat alanlarının imkanlarına ait dayanak sistemlerinde kullanılma potansiyellerini inceliyoruz. Kanser ve kronik hastalıklarda bağışıklık sistemini baskılayan hücrelerin uzaydaki davranışlarını inceleyerek yeni tedavi yolları için kapı aralıyoruz” biçiminde konuştu.
“BİZE, ‘ASTRONOT GÖNDERDİNİZ LAKİN BUNUNLA GURUR DUYULACAK BİR ŞEY YOK ZİRA ROKET BİZİM DEĞİL ÖBÜR ÜLKENİN ROKETİYLE GÖNDERDİNİZ’ DİYORLAR”
İlk Türk uzay bilim misyonu hakkında konuşan Kacır, “Aslında ben birinci Türk uzay bilim misyonunun yalnızca yürütülen bilimsel deneyler açısından değil tahminen de birinci kere bu toplumun bir bilimsel çalışmayı bu kadar yakından izliyor, takip ediyor ve sahipleniyor olması açısından da çok değerli görüyorum. Bugün 7’den 77’ye herkesin gözü milletlerarası uzay istasyonunda bilim misyonunu icra eden birinci Türk astronotunda. İnanıyorum Türk bilim insanları önümüzdeki periyotta yine ülkemize gelecek ve çalışmalarını Türkiye’de gerçekleştirerek dünya ile yarışabileceklerinin farkında olacaklar. Biz bilim insanlarımızın önünü açmaya devam edeceğiz. Birileri bundan şad olmuyor, bizi eleştiriyor olabilir. Biz uzaya astronot gönderdik bize diyorlar ki ‘Astronot gönderdiniz lakin bununla gurur duyulacak bir şey yok zira roket bizim değil öbür ülkenin roketiyle gönderdiniz’. Bir istikametiyle memnuniyetle bu eleştiriyi kabul edebiliriz demek ki tahayyül hudutlarındaki bariyerleri kaldırmışız bu hoş lakin şöyle de yaklaşım içinde olmak gerektiğini düşünüyoruz” biçiminde konuştu.
“SON 22 YILDA TÜRKİYE ROKET TEKNOLOJİSİNDE MUAZZAM İLERLEME KAYDETTİ”
Konuşmasını sürdüren Kacır, “Biz bütün alanlarda yanlışsız stratejik yaklaşımlarla bir gelişim hedefliyoruz. Roket bilimi alanında da son 22 yılda Türkiye muazzam işler yaptı. Kendi roket sistemlerimizle yani ulusal özgür soket sistemlerimizle 100 kilometre olarak kabul edilen uzay hududuna erişebilmiş ülkeyiz. Şimdi kendi uydularımızı, kendi roketlerimizi fırlatmıyoruz lakin son 22 yılda Türkiye roket teknolojisinde muazzam ilerleme kaydetti. Bu da savunma endüstrimize muazzam güç verdi. Bu güne kadar dünyada 40’tan fazla ülke vatandaşını uzaya göndermiş. Hali hazırda birinci Türk astronotumuzun bulunduğu uzay istasyonunda 7 farklı ülkeden 11 astronot misyon yapıyor. Bu güne kadar bu uzay istasyonunda 2 binden fazla bilimsel çalışma gerçekleştirilmiş ve 2 bin 500’e yakın bilimsel yayın bu çalışmalardan doğmuş” sözlerini kullandı.
“BİZ ROKETİ YAPSAK, UZAY İSTASYONU SİZİN DEĞİL, NİÇİN GURUR DUYUYORSUNUZ’ DERLER”
Dünyada uzay çalışmaları 1960’larda başladı 60 yıldır insanoğlu uzay yarışının içinde” diyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Hiç kimse sormuyor ‘1960’larda Türkiye neden bu yarışa dahil olmadı. 1970-80-90’larde bu yarış devam ederken Türkiye ne yaptı?’ Merhum Turgut Özel 1980’lerde TÜBİTAK’ta Uzay Araştırmaları Enstitüsünü kurmuş, vizyoner bir adım. Türkiye’nin uydu yörünge haklarını teminat altına almaya yönelik memleketler arası teşebbüslerde bulunmuş. Bu sayede biz hala haberleşme uydularımızı hakkı bizde olan yörüngelere gönderme imkanına sahibiz lakin sonrasında 1990’lar Türkiye’nin kayıp devridir. Ne 80’li ne de 90’lı yıllarda dünya ile yarışacak faaliyet ortaya konamamış. 1990’lı yıllarda biz fakat birkaç haberleşme uydusunu yurt dışından satın almakla yetinmişiz ve lakin 2000’li yıllarda uzay teknolojileri ve uzay bilimi alanında vizyon ortaya konabilmiş. Türkiye 2000’li yıllardan sonra RASAT’ı yerli imkanları geliştirmiş, üretmiş. Daha sonra Göktürk ve geçtiğimiz yıl İMECE’yi yerli ve ulusal olarak Türkiye geliştirmiş, üretmiştir. Yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydusu İMECE’nin alt sistemlerini Türkiye yerli ve ulusal olarak üreterek geliştirdi. Şu anda İMECE, Türkiye ve silahlı kuvvetlerimize de hizmet veriyor. TÜRKSAT 6A birinci ulusal haberleşme uydumuz olarak geliştirildi. Üretim aşamamızın son evresindeyiz, önümüzdeki birkaç ay içinde 6 ay uzaya göndereceğiz. Haberleşme uydusunu kendi imkanları ile geliştiren, üreten 10 ülkeden biri olacağız. Bütün bunlar son 20 yılın kazanımları. Bir yandan uydu teknolojilerinde gayret göstermişiz, bir yandan roket teknolojilerinde gayret göstermişiz artık beşerli uzay araştırmalarına başlamışız. ‘Roket bizim değil’ deniliyor. Beşerli uzay araştırmalarını kendi roketleri ile gerçekleştiren dünyada hali hazırda 3 ülke var. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Rusya. Elbette yarışa dahil olalım lakin kendi roket misyonumuzu gerçekleştirene kadar beşerli uzay araştırmalarından da geri kalmayalım. 40’tan fazla ülke astronot göndermiş, 2 binden fazla bilimsel çalışma yapılmış, niye bizim bilim insanlarımız bu eforun gerisinde olsunlar, yarışın arkasında kalsınlar. Bunu söyleyenler yeterli niyetle söylemiyor. Biz roketi yapsak, uzay istasyonu sizin değil, niçin gurur duyuyorsunuz’ derler” dedi.
“ÜLKEMİZDEN GLOBAL MARKALAR, MİLYAR DOLAR PAHASI AŞAN TEKNOLOJİ TEŞEBBÜSLERİ ÇIKACAK”
Hedeflerinin Türkiye’nin sıhhat alanındaki potansiyelini açığa çıkarmak olduğunu belirten Bakan Kacır, “Ekosistemimizden şimdi global markalar çıkarabilmiş değiliz. Geçtiğimiz 22 yılda inşa ettiğimiz güçlü sıhhat altyapısının yanında tüm dünyada örnek gösterilen büyük sıhhat data altyapısı inşa ettik. Şahsî bilgileri müdafaaya yönelik önlemleri de alarak, bu datayı inovasyon odaklı girişimcilere açtığımız takdirde ülkemizden de sıhhatte milyar dolarlık unicornlar, teknoloji teşebbüsleri çıkarmamız mümkün. İnanıyorum ki ülkemizden global markalar, milyar dolar kıymeti aşan teknoloji teşebbüsleri çıkacak” diye konuştu.
Programa, bakanın yanı sıra Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Lideri Tahir Büyükakın ve çok sayıda davetli katıldı.
