Türkiye’nin, Avrupa Birliği’yle bağlantılarında en problemli ayaklardan birini oluşturan Avrupa Parlamentosu (AP), Ankara ile Brüksel ortasındaki bağın şu ankinden farklı bir formata oturtulması konusundaki ısrarını sürdürüyor. Türkiye’nin AB’yle alakalarını tekrar rayına oturtma isteğini gizlemediği, AB Dışişleri ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in de bağlantıların geleceğiyle ilgili raporuna son halini verme etabına geldiği bir devirde gelen talebin üye ülkelerin tamamından takviye bulma ihtimali sıfıra yakın. Bunu gören AP Türkiye raportörü İspanyol parlamenter Nacho Sanchez Amor frene basmak zorunda kaldı.
KONSENSÜS YOK
Şu basamakta münasebetlerde yolunda gitmeyen çok sayıda öge var ve Avusturya üzere müzakerelerin durdurulması gerektiğini yüksek sesle lisana getiren ülkelere rastlanıyor. Bununla birlikte AB kanadında Türkiye’nin istemediği bir tarafa dönme ya da münasebetlerde köprüleri büsbütün atma isteği ya da bunu sağlayabilecek konsensüs yok. AB son devirde Türkiye’yle ilgilerde yeni bir tasarımı oturtmaya çalıştığını gizlemiyor lakin bunu üyelik perspektifini büsbütün ortadan kaldıracak formda değil karşılıklı çıkar alanlarında somut adımlara odaklanarak yapıyor.
VURGU DÜŞTÜ
Sanchoz Amor, evrakın birinci versiyonunda, “katılım sürecinin yerine AB-Türkiye ilgileri için alternatif ve gerçekçi bir çerçeve bulmak üzere bir düşünme süreci başlatılması” teklifinde bulundu. Gelen reaksiyon ve telkinler üzerine, bugün oylanacak metindeki vurgu, iştirak sürecine atıf yapılmaksızın “paralel ve gerçekçi çerçeve” formunda değiştirildi. Sanchez Amor’un muhtemel format arayışı çerçevesinde Türkiye ile AB ortasındaki “ortaklık muahedesinin modernize edilmesi” teklifinin de ciddiye alınma ve hayata geçirilme ihtimali epeyce düşük.
“DEĞİŞİKLİK YOK”
AB Komitesi kaynakları şu etapta ilgilerin mevcut formatını değiştirme odaklı bir çalışmanın kelam konusu olmadığının ve Türkiye’nin müzakere süreci yürüten aday ülke statüsünün geçerliliğini koruduğunun altını çiziyorlar. Müzakere sürecinde mümkün bir kıpırdamanın ise lakin Türkiye’nin AB’nin beklentilerini karşılayan somut adımlarıyla mümkün olduğu Brüksel’de hâkim görüş olmayı sürdürüyor.
