Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’de giriştiği akınlarla birlikte Almanya’da gözler ülkede yaşayan Müslümanlara çevrildi. Başşehir Berlin’de Arap kökenlilerin ağır olarak yaşadığı Neukölln kesitinde 60-70 kişinin Hamas’ın hücumlarını ‘kutlaması’, birkaç kişinin sokaklarda ‘tatlı dağıtması’ ve daha sonraki günlerde İsrail’in Gazze’ye bomba yağdırmasını protesto etmek için düzenlenen şovlara katılanların sayısının artması üzerine, Almanya’da neredeyse tüm Müslümanlara “Hamas yanlısı” gözüyle bakılmaya başlandı. 83 milyon nüfuslu Almanya’da 2.5 milyondan fazlası Türkiye kökenli olmak üzere 5.6 milyona yakın Müslüman neredeyse ‘Yahudi düşmanı’ ilan edildi.
SOYKIRIMIN YILDÖNÜMÜ
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Arap kökenlilere Hamas ile ortalarına aralık koymaları davetinde bulunurken, tüm Müslümanlara “şüpheli” gözüyle bakılmaması gerektiğini de bilhassa vurguladı. Cumhurbaşkanı Steinmeier de Şansölye Olaf Scholz da Hamas akınlarının Almanya sokaklarında “kutlanmasını” kınarken, “Almanya’da Yahudi düşmanlığına yer yok” görüşünü yinelediler. Scholz, geçen perşembe Holokost’u başlatan Nazilerin Kristalgecesi pogromunun 85’inci yıldönümünde yaptığı konuşmalarda okullarda Almanya’nın Musevilere karşı sahip olduğu ‘tarihi sorumluluk’ hissinin yeterlice anlatılmasını istedi.
YAHUDİLERİ MUHAFAZA SÖZÜ
SPD’li Federal İçişleri ve Yurt Bakanı Nancy Faeser, Hamas’ın 7 Ekim’de giriştiği hücumları “Soykırımdan bu yana Musevilere girişilen en büyük katliam” olarak niteledi. Almanya’da Yahudi kökenlilerin çocuklarını okula göndermekten korktuklarını belirtirken, “Biz devlet olarak, hükümet olarak bu türlü bir şeye müsaade veremeyiz, vermeyiz de. Biz bu ülkede yaşayan herkesin, Yahudi kökenli insanlarımızın da güvenliğinden sorumluyuz” dedi. Hamas ile Samidoun’un (Filistinli Mahkûmlar Dayanışma Grubu) faaliyetlerini Almanya’da yasakladıklarını hatırlatırken Faeser “Yahudileri korumak Almanya’da hepimizin görevidir” dedi.
‘VATANDAŞLIK VERİLMESİN’
Almanya’da Gazze krizine paralel olarak Yahudi zıddı yabancılara Alman vatandaşlığı verilmemesi de gündeme yerleşti. Koalisyon hükümetini oluşturan Toplumsal Demokrat Parti (SPD) de, Yeşiller de, Hür Demokrat Parti (FDP) de, ana muhalefet Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Toplumsal Birlik Partileri de (CDU/CSU), sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) de, Sol Parti de bu istikametteki tekliflere tam takviye verdi. Yahudi tersi hata işleyenlerin hudut dışı edilmesini isteyen davetler da yapıldı. Hatta ikili vatandaş statüsündeki göçmen kökenlilerin Alman pasaportlarına el konulmasını isteyen siyasetçiler bile oldu.
SINIR DIŞI KOLAYLAŞTIRILACAK
FDP’li Federal Adalet Bakanı Marco Buschmann, “Biz şu sıralar Almanya’da İkamet Müsaadesi ve Alman Vatandaşlık Yasası’nda ıslahat yapıyoruz. Hudut dışı etmeyi kolaylaştırıyoruz. Yahudi düşmanlarına Alman vatandaşlığı verilmemesi için gereken tedbirleri alıyoruz” açıklamasında bulundu. 7 Ekim’den bu yana Almanya’nın çeşitli kesitlerinde 518 “Filistin ile dayanışma” ve 553 “İsrail ile dayanışma” gösterisi düzenlendi. Almanya genelinde “İsrail zıddı tavır sergileneceği, halklar ortasında kin ve nefretin körükleneceği şüphesiyle” 99 Filistinle dayanışma gösterisine müsaade verilmedi. Bu şovlar sırasında polise direnç gösterme, halkı kışkırtma, kin ve nefret yayma üzere 3 bin 150 kabahat işlendiği belirlendi. Şovlar sırasında “Nehirden denize kadar, Filistin özgür olacak!” “Yahudilere ölüm” üzere sloganlar ve pankartlar taşınması yasaklandı. Birçok gösterici hakkında kabahat duyurusunda bulunuldu. Birtakım yerlerde polis, göz yaşartıcı gazla müdahale etti.
MEDYA DA TEK TARAFLI
Alman medyası da Gazze konusunda tek taraflı bir tavır izliyor. Yalnız ARD ve ZDF üzere devlet televizyonları değil, özel televizyon kanalları, radyolar, gazeteler ve mecmualar, Hamas’ın hücumlarda ortalarında çocuk ve bayanların da bulunduğu bin 400’e yakın kişiyi öldürdüğüne, 230’un üzerinde kişiyi rehin aldığına yer verirken, İsrail’in operasyonlarda 4 binden fazlası çocuk olmak üzere 11 binin üzerinde Filistinlinin öldürülmesini adeta görmezden, duymazdan geldiler.
SCHOLZ: İSRAİL’E SUÇLAMALAR SAÇMA
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e yönelik faşizm suçlamasının “saçma” olduğunu sav etti. İsrail “bir demokrasidir” ve “insan haklarına ve milletlerarası hukuka bağlı olan ve buna nazaran hareket eden bir ülkedir. İsrail’e yönelik suçlamalar saçmadır” dedi. Yunan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile dün Berlin’de basın toplantısında Scholz, Hamas’ı ‘terör örgütü değil, mücahitler grubu’ olarak niteleyen Erdoğan ile cuma günü yapacağı görüşmeyle ilgili bir soruya “İsrail’in kendini müdafaa hakkı ve vazifesi var. Bu milletlerarası hukuka uygun bir biçimde olmalıdır. İnsani ateşkes ortaları zorunlu ve kıymetlidir. Rehinelerin şartsız özgür bırakılmasını istiyoruz. Kalıcı barış için iki devletli tahlil kıymetlidir. Hamas bir terör örgütüdür. Bu mevzuda Miçotakis ile hemfikiriz” karşılığını verdi. Erdoğan Berlin’de Steinmeier ve Scholz ile görüşecek. Erdoğan, 10 Kasım konuşmasında “Filistin halkının binlerce yıldır yaşadığı topraklarını gasp edenler, bunun üzerinde geçmişi 75 yılı lakin bulan ve meşruiyetini kendi faşistlikleriyle tartışmalı hale getirdiği bir devlet inşa etmeye çalışıyor” demişti.
