Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, PTT AŞ ve Türkiye Filateli Dernekleri Federasyonu iştirakinde Ulucanlar Cezaevi Stant Salonu’nda düzenlenen ve filateliye ilgi duyan şahısları buluşturan ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı Memleketler arası Pul Sergisi’ne katıldı. Burada konuşan Uraloğlu, İsrail’in Filistin’e düzenlediği insanlık dışı atak ve kuşatmadan ötürü keder duyduğunu belirterek, “Şüphesiz bir gerçek ki Filistin’in tüm İslam Alemi nazarında büyük bir manevi pahası vardır. Filistin’in özgürlüğü bizim için bir dava niteliğindedir. Lakin bu davaya Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve onun şahsında birleşen aziz milletimiz dışında bu zulmün sona ermesine çok fazla uğraş eden göremiyoruz. Filistin’de yaşanan insanlık dramını ve İsrail’in yaptığı katliamları Cumhurbaşkanımızdan diğer kimse gerçek manada konuşmaya dahi cüret edememekte. Maalesef, Filistin topraklarında, sırf mazlum Filistin halkının özgürlük hakkını değil, tıpkı vakitte Ortadoğu ve Dünya barışını yok eden tarihin en kanlı saldırısı yaşanmaktadır” diye konuştu.
“BÖLGEDE YAŞANAN GERÇEKLERİN TÜM DÜNYAYA AKTARILMASI İÇİN GEREKEN TÜM ÇALIŞMALARI YAPMAKTAN GERİ DURMAYACAĞIZ”
İsrail’in; içinde tedavi gören çocukların, bayanların ve temiz sivillerin olduğu bir hastaneyi vurmasının en temel insani pahaların dahi kaybedildiğinin göstergesi olduğunu kaydeden Uraloğlu, “Böyle bir zulmü hiçbir vicdan kabul etmemelidir. Büyük bir açık hapishane haline getirilen, tüm giriş ve çıkış yolları kapatılan, dünyadan tecrit edilen ve vefata terk edilen Gazze’deki mazlum Filistin halkına yıllardır uygulanan ambargo ve zulüm yürekleri dağlamaktadır. Milletlerarası camiayı dinlemeyen ve milletlerarası hiçbir kontrat ve hukuk unsuruna uymayan İsrail, bölgedeki tüm kitle irtibat mecralarını karartmaya çalışarak Filistin halkının kanı üzerinden kirli bir oyun oynamaktadır. Ancak bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak kelam konusu bölgedeki çatışmaları ve yaşananları dünyaya aktaran Türk gazetecilerin, internet ve irtibat konusunda kesinti yaşamamaları için kullandıkları cep telefonları üzerinden fiyatsız ve kesintisiz irtibat dayanağı sağladık. Bölgede yaşanan gerçeklerin tüm dünyaya aktarılması için gereken tüm çalışmaları yapmaktan da geri durmayacağız” sözlerini kullandı.
“İSRAİL’İN BU İNSANLIK DIŞI SALDIRISINI UNUTTURMAYACAĞIZ”
Türk Halkı’nın her daim Filistin Halkı’nın yanında olduğunu söz eden Uraloğlu, “Geçmişte de kardeştik bugün de ve gelecekte de bu kardeşliğimiz devam edecek. Bugünkü pul standımızda bu kardeşliğin en kıymetli delillerinden birini de göreceksiniz. 2013 yılında basılan ve üzerinde Mescid-İ Aksa ile Sultan Ahmet Cami’nin bulunduğu Türkiye-Filistin ortak pulu, halklarımız ortasındaki kardeşliği adeta ölümsüzleştirmiş ve tarihe kayıt düşmüştür. Ve artık El Ehli Baptist Hastanesinde yaşanan bu elim hadiseyi tarihe kayıt düşmek ismine yeni bir pul daha tasarlıyoruz. İsrail’in bu insanlık dışı saldırısını unutturmayacağız. Biliyorsunuz pul bir miras, pul bir kültür ve bazıları için vazgeçilmez bir tutkudur. Pulları biraz dikkatle incelediğinizde basıldıkları periyodun toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel öğelerinden izler taşıdığını görebilirsiniz. Hepsinden de kıymetlisi pul basmak, birebir para basmak üzere bir bağımsızlık alametidir. Adeta bayrak gibidir” açıklamalarında bulundu.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 100. YILI PULUMUZU VATANDAŞLARIMIZIN İLGİSİNE SUNACAĞIZ”
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1 Ocak 1863’te birinci yapışkan posta pulunu bastığını ve 1875 yılında Genel Posta Birliği’nin kurucu üyesi olduğunu belirten Uraloğlu, “İlk pul dizaynı Türk hükümdarlık amblemi olan ‘tuğra’ydı. Bu pul İstanbul Matbaasında çizildi ve milletimizin bağımsızlığının yeni bir emaresi olarak tarihteki yerini aldı. Böylelikle Osmanlı İmparatorluğu Asya’da Rusya’dan sonra yapışkan posta pullarını basan ikinci bağımsız ülke oldu. 1923 yılında Cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte de postacılık hizmetleri çok daha çağdaş bir hale geldi ve Türkiye kendi posta pullarını ustalıkla dizayn edip üretmeye devam etti. PTT tarafından basılan pullar, vatandaşlarımızın itinayla yazılmış mektuplarında yer almanın yanı sıra, basıldığı periyodun değerli olay ve gelişmelerini de gelecek jenerasyonlara aktaran tarihi bir evrak niteliği de taşıyor. Ve artık Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında, 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin ilanının 100’üncü yılına özel tasarlanan 100’üncü yıl pulumuzu da müze koleksiyonumuza ekleyerek, vatandaşlarımızın ilgisine sunacağız” dedi.
