Son aylarda konut piyasası artan fiyatlar ve kredi sorunu nedeniyle dingin bir devirden geçiyor. 2024 firmalar ve tüketiciler için nasıl bir yıl olacak?
– 2023 konut satışları açısından geçmiş yıllara nazaran biraz daha düşük geçti. Son devirde yıllık ortalama 1 milyon 500 bin konut satılırken 2023’te bu sayı 1 milyon 200 binler civarında olacak üzere gözüküyor. Bu sayı tapuların el değiştirme sayısıdır ve bunun yaklaşık yüzde 40’ı da birinci el konutlardır. Bu sayı Avrupa’nın birçok ülkesine nazaran yüksek olmakla birlikte ayda 100 bin konut civarında konut satıldığı düşünülürse uygun de bir sayı. Ben bunun bu düzeylerde 2024 yılında da devam edeceğini düşünüyorum, çünkü bilhassa İstanbul’da zelzele riski sebebiyle inançlı konutlara geçme isteği süratle artıyor. Bu durum talep yaratmaya devam edecektir.
Bize Piyalepaşa İstanbul ve Piyalepaşa Çarşı projelerinizle ilgili bilgi verir misiniz?
– Piyalepaşa İstanbul projesi Türkiye’de özel bölüm tarafından yapılmış en büyük kentsel dönüşüm projesi. Biz burada evvelce oturan hak sahipleriyle ve hatta burada yeri olmayan gecekondu sahipleriyle uzun, yorucu ancak son derece başarılı bir süreç yürüttük.
Ne kadar sürdü bu süreç?
– İşin tamamı 10 sene kadar sürdü. Bunun birinci dört yılı mutabakatlarla, insanları projeye katılmaya ikna etmekle geçti. Geriye kalan altı senede projeyi hayata geçirdik. Bu süreçte hak sahiplerine proje içerisinde daire verip, gecekonduculara da burada yerleri olmadığından ötürü öbür yerlerde mesken sağlayarak herkes için bir tahlil bulduk. Biz Piyalepaşa İstanbul’da yalnızca binaları da yenilemedik; bir semti yeni baştan hayata geçirdik. Projede konutun yanında alışveriş alanları, restoran alanları ve ofisler de inşa ettik. Bir sonraki etapta projemize bir otel ve İstanbulluların çok ilgisini çekecek bir sanat ve performans merkezi de eklenecek. Burada tarihi bir mahalle mahallî dinamiklerine dokunulmadan yeni baştan inşa edildi.
Peki Polat Piyalepaşa Çarşı benzerlerinden nasıl ayrışıyor?
– Polat Piyalepaşa Çarşı’da klasik bir mimaridense bundan yedi sekiz sene öncesini düşündüğünüzde o periyotta çok görülmemiş bir şey yapmaya çalıştık. Bu mahalleyi inşa ederken içerisinde yüksek konut, alçak konut, rezidans ve ofis konseptlerini birlikte harmanladık. Elbette ki bu türlü bir mahallenin bir çarşısının olması gerekiyordu. Bu sebeple tam ortasında da yaklaşık 700 metre uzunluğunda, açık alanda İstiklal Caddesi ya da Nişantaşı üzere apartmanların altındaki mağazaların olduğu farklı bir dünya hayata geçirdik. Hem burada oturanlara hem de bölgedeki herkese hizmet edebilecek bir çarşı hayal ederek yola çıktık. Polat Piyalepaşa Çarşı’nın açılışını yapalı şimdi iki ay olmasına karşın şimdiden yüzde 86 doluluğa geldik.
Çocukluğumuzun mahallelerini yansıtan, esnafla mahalleli ortasında ilgilerin de olduğu bir dünya yaratmışsınız.
– Gayemizde buydu aslında. Yıllar evvel Piyalepaşa İstanbul için yayınladığımız lansman sinemamızda çarşının çeşitli ögeleri (manav, taksi durağı vb gibi) gökyüzünden inerek mahalleyi oluşturuyordu. Bugün burada hakikaten de bu hayali hayata geçirdiğimizi görüyorum.
Polat Akatlar projenizi ve lansmandaki zelzeleye dayanıklılık vurgunuzun nedenini anlatabilir misiniz?
– Piyalepaşa İstanbul’u inşa ederken çok önemli bir kentsel dönüşüm bilgi birikimi elde ettik ve bu bilgi birikimini bugün İstanbul’u yenilemekte kullanmak istiyoruz. İstanbul’da Piyalepaşa İstanbul kadar büyük dönüşüm alanları bulmak çok kolay değil. Bu sebeple biraz daha küçük alanlarda, daha parsel ve bina bazında kentsel dönüşüm projeleri yapıyoruz.
Polat Akatlar işte bu daha küçük yüzölçümlü projelerimizden. Çalışmalarımızın temel maksatlarından biri İstanbul’u zelzeleye sağlam hale getirmek ve bunu yaparken de estetik açıdan hoş binalar inşa etmek. Polat Akatlar projemiz bunun yeterli örneklerindendir. Polat Akatlar ve İstanbul’da inşası devam eden başka iki projemizin de yerleri kayadır. Binalarımızı bu tıp yerlere uygun mimarilerle ve uygun statik hesaplarla hayata geçiriyoruz. O yüzden evet, şunu çok rahat tabir edebilirim ki sarsıntıya son derece güçlü binalar üretiyoruz.
Kentsel dönüşümde en deneyimli firmalardan birisiniz. Bu deneyim ile yeni dönüşüm yasasını ve seferberliğini nasıl yorumluyorsunuz?
– 6306 sayılı afet alanların yenilenmesi ile ilgili kanun – kısaca kentsel dönüşüm kanunu- yaklaşık on yıldır gündemde olan bir kanundur. Bu kanunun bir ay kadar evvel yeni bir versiyonu hayata geçerek Resmi Gazete’de yayımlandı. Örneğin evvelce kentsel dönüşüm kararını kat malikleri üçte iki çoğunlukla alırken artık yüzde 50’yi geçer bir çoğunlukta bina hakkında kararlar verilebiliyor. Kentsel dönüşüm sürecinde hak sahiplerine yapılan tebligatlar konusunun düzenlenmesi gerekiyordu, yeni kanunla bu sorun çözüldü. Kentsel dönüşüme ikna olmayanlar zaviyesinde mülkiyet hakkı son derece kıymetli fakat hayat hakkı her şeyin üstünde. Yeni kanun düzenlemesi bu düsturla yola çıkmış. Kanunda yapılan iyileştirmeler çok olumlu ancak hala gelişim noktaları mevcut. Bütün bunların temelinde bence şu anda en değerli mevzumuz zelzele, maalesef sarsıntı geliyor. Bir an evvel binalarımızı yenilememiz, kentimizi dönüştürmemiz gerekiyor.
Polat Levent Exclusive projenizde Levent’in klâsik semt hayatı ile lüksü nasıl bir ortaya getirdiğinizi söylüyorsunuz, bunu nasıl yaptınız?
– Polat Levent Exclusive, geniş teras bahçeli daireleri, home office konseptine uygun biçimde dizayn edilmiş iç tasarımı ve eşsiz cephesi ile Levent’in yeni sembolü olmaya aday bir proje. Bizim işimizde binayı yalnızca statik olarak uygun yapmak, hakikat yapmak ve sarsıntıya güçlü yapmak kâfi değil. Bir yapıyı hayata geçirirken oradaki hayatı da organize etmeniz lazım. O binada yaşayanların birtakım muhtaçlıklarını binadan çıkmadan sağlayabileceği ve toplumsal alanları da olan projeler yaratmanız lazım. Bizim bir bölgede inşaat yaparken birincil gaye kitlemiz o bölgede yaşayanlar oluyor. Levent’te yaşayanların bahçede vakit geçirmeyi sevdiğini biliyoruz, dolayısı ile bölge halkına bir alternatif sunacaksak onlara bahçe imkânı da sunmamız gerektiğini düşündük. Bu sebeple dairelere geniş bahçeli teras alanları hatta isteyenlere terasında havuz imkânı sunduk. Bunun yanında dairelerimizi meskenden çalışma modeli için uygun home ofis üslubunda dizayn ettik. Mimarımız GAD Mimarlık Gökhan Avcıoğlu projeye büyük bedel kattı.
Budapeşte’de gayrimenkul yatırımlarınız var, Avrupa’da farklı kentler için de planlarınız… Yurtdışında nasıl bir büyüme öngörüyorsunuz? Yurtiçinde yeni projeleriniz var mı?
– Budapeşte’de yaklaşık dört-beş sene önceye kadar kümemizin şirketlerinden Ege Seramik’in bayileri bulunduğu için burası bildiğimiz tanıdığımız bir kentti. İşin başında Budapeşte’de bir bina aldık, restore ettik, çok beğendik ve burayı kendi ofisimiz haline getirdik. Sonrasında açılan bir ihaleden eski bir bankanın Tuna Irmağı kıyısındaki genel merkezini satın aldık. Bu alanda içinde 193 dairesi ve oteli bulunan Duna Pearl’ü hayata geçirdik. Otelin ise Four Points Bu Sheraton olarak iki ay kadar evvel resmi açılışını yaptık.
Duna Pearl tarafında ilerlerken ortaklarımızla birlikte, evvelce kent mezbahası olarak hizmet veren alanı satın alıp burada 1800 konutluk Budapeşte’nin en büyük projesi olan City Pearl’ü hayata geçirmeye başladık. City Pearl birinci etabımızın teslimlerini 2024 yılında yapıyoruz.
Yine 2024 de Budapeşte’de geliştirmeye başlayacağımız, tam kentin merkezinde yepisyeni bir projemiz daha mevcut. Macaristan bize tertip ve getiri olarak çok hoş bir örnek oldu ve buırada Avrupa’da proje geliştirmeyi öğrendik. Bir müddettir Hamburg, Berlin, Atina, Belgrad üzere kentlerdeki potansiyeller ile ilgileniyoruz. Yeni yıldaki gayelerimizden bir tanesi bu kentlerin bir adedinde yeni bir projeyi hayata geçirmek.
Türkiye’de birebir halde kentsel dönüşümde daha küçük parsel bazlı bina bazlı dönüşümleri yapmaya devam edeceğiz. Anadolu Yakası’na geçmeyi planlıyoruz. Orada da hoş bir kentsel dönüşüm projesinde bayağı bir ilerledik.
