◊ Özel bir proje albümü hazırlıyorsunuz. Albümden de “Zaten Yaz Üç Aydı” isimli şarkıyı single olarak yayınladınız. Nasıl ortaya çıktı bu fikir?
– Yıllarca kendi müziklerimi ayrıyeten Cansu (Kurtcu) ve Alper Narman ile birlikte yazdığımız yapıtları söyledim. Öteki kimsenin müziğini söylemedim. Başımda daima bu türlü bir şey yapmak vardı. Cansu da 4 yıl evvel bu şarkıyı dinletti. “Zaten Yaz Üç Aydı”, Okay Barış’ın seslendirdiği bir Sezen Aksu müziği. Çok beğenmiştim, daima aklımızın bir köşesindeydi.
Bir gün de kuliste otururken “Bir proje yapayım, ismi de ‘Arkadaşlarımdan’ olsun. Ve arkadaşlarımın müziklerini seslendireyim” dedim. Artık de 10 şarkılık repertuvara yaklaştık. Bu da birinci adımı. Art geriye birkaç single gidip sonra albümü yayınlayacağız.
◊ Albüme giren arkadaşlarınızın müziklerini neye nazaran seçtiniz?
– 1992 yılından beri ıskalamadan söylediğim birtakım müzikler vardır. Onları seçmeye çalıştım. Bu seri olabilecek bir çalışma. Zira çok bestekar, çok âlâ işler yapmış arkadaşlarım var. Sağ olsunlar hepsi de “Ben bunu okumak istiyorum” dediğimde “Al senindir” dediler. Bu albümde arkadaşlarımın yanında bir de hayat arkadaşımın, Cansu’nun yapıtını seslendireceğim.
ALBÜM 90’LAR RUHUNU TAŞIYOR
◊ Albümün ruhunu nasıl tanımlarsınız?
– Albüm 90’lar ruhunu taşıyor. Güzel müzik vakitsizdir. 20 yıl sonra da çıksa o günün kurallarında kendini aşikâr eder, 50 yıl evvel çıkmış olsa da bugün söylendiğinde kendini aşikâr eder. Âlâ bestekar, uygun müzikçi oldum demek için en az 10 yıl lazım.
Daha birinci yılda kendini bu ülkenin en büyük starı ilan eden bir sürü insan görüyorum, şaşırıyorum. Lakin çok değerli büyüklerimiz var. Bizden evvel çok acayip işler yapmış arkadaşlarımız, dostlarımız var. Bizim de bir gayretimiz var. Kıymetli olan o arayı katetmek. O uzaklık katedilmeden insan kendini göremiyor.
◊ Single’ınıza gelen yorumlar nasıl?
– Çok hoş şeyler yazıyorlar. İnsanlara değerli şeyler verirseniz değerli dönüşler alırsınız. Ne bana ne Cansu’ya toplumsal medyada makûs kelam söylerler.
Bunu başarmak çok hoş. Çok şükür ki yeterli dinleyiciler biriktirmişiz. Sanat ve sanatkarın kıymeti ömründe çok fazla ortaya çıkmaz, göçtükten sonra değerli kıymetler verilir.
ÇOK SÜRATLİ KARARLA BODRUM’A YERLEŞTİK
◊ Radikal bir karar aldınız ve Bodrum’a yerleştiniz. Sizi bu kararı almaya iten sebepler neler?
– İstanbul’un en sakin semtlerinden birinde yaşıyorduk. Geçen yıl çocukları hangi okula yazdıracağımızı düşünüyorduk. Birtakım arkadaşlarımız Urla’ya gitti, kimileri Bodrum’a geldi. Şubat ayında bir gün Bodrum’a geldik. Bir plajda, bir baba çocuğunun tişörtünü çıkardı ve çocuk suya atladı. Çocuk çok memnundu, bizimkiler şaşkınlıkla izledi. Hava çok hoştu.
“Kışı da böyleyse bizce Bodrum olmalı” dedik. Çok süratli karar verdik. İstediğimiz okulda kontenjan boşluğu bulunca çocukları yazdırdık ve sistemimizi kurduk. Hazirandan beri buradayız.
◊ Bodrum’dan müzik çalışmalarınızı nasıl yürüteceksiniz?
– Çok keyifli oluyor. Konserlere bazen uçakla, bazen otomobille gidiyoruz. Otomobille gidince yol için bir müzik liste yapıyorum, onları dinliyorum. Onlar insanın ruhunu genişletiyor. Stüdyomuz konutta. Tüm sistemimizi kurduk. Bundan sonra konuttan öbür hiçbir yerde müzik söylemem!
HAYATIMDA SON KEZ SESLENDİRMİŞİM GİBİ OKUDUM
◊ Bu sefer arkadaşlarınızın müziklerini söylemek sizde nasıl bir tat bıraktı?
– Ben her şarkıyı kendim yazmışım üzere söylerim. Zira kendim yazmışım üzere söylediğimde öteki bir his oluşuyor. Bunu çok pahalı buluyorum. Arkadaşlarım da o denli düşünüyor. Her şarkıyı hayatımda son kere müzik söylüyormuşum üzere seslendirdim. O yüzden de bu samimiyet karşıya geçiyor.
◊ Şu an tribüte albümler revaçta. Sizin için de bu türlü bir albüm hazırlanmasını ister misiniz?
– O denli bir planım yok lakin ileride tahminen olabilir. Pandemi olduğunda “İkizlerimiz var. Hayatta bu türlü bir fırsat daha gelmez, büsbütün çocuklarla ilgileneceğiz” dedik. Ekonomik açıdan da çalıştık, biriktirdik. Cansu “Nasıl Durumlar” isimli müziğimizin kelamlarını yazdı, müziğini birlikte yaptık. Bir single o denli çıkardık. O müddette ben yalnızca konserlere gittim. Ta ki kuliste aklıma bu proje gelene kadar.
CANSU, KAYAHAN’IN DİŞİSİ GİBİ
◊ Evdeki tartışmalar en çok müzikten mi çıkar?
– İçtenlikle söylüyorum Cansu çok yaratıcı. Mesela kimi kurduğu cümleleri şaşkınlıkla dinlediğim oluyor. Hakikaten çok hoş bir cevheri ve ruhu var. Eşim diye demiyorum, bana daima Kayahan’ın dişisi üzere geliyor. O denli bir ruhu var. Bir müzik yapıyor, şayet beğenmediğim yerleri olursa ‘değiştir’ diyorum.
◊ Öyle durumlarda birbirinizin fikirlerini uygular mısınız?
– Doğal ben de öyleyim. Cansu bir müzikte burası olmamış dediğinde düzeltirim. Bunu duymak güzel bir şeydir. Türkiye’de çok fazla pohpohlanmaktan beşerler yanlış işler yapıyor.
MÜZİK KESİMİNE ARTIK SİTEMİM YOK
◊ Geçmiş röportajlarınızda müzik kesimine karşı bir siteminiz olduğunu gördüm.
– Evvelden vardı.
◊ Artık yok mu?
– Şu an çok rahatım. Dileyen dilediği her şeyi yapabilir. Bir şeyleri değiştirme gücünüz yoksa bence durumun kendini nereye evireceğini izlemekten öbür bir dermanınız yoktur. Bazen söylediklerim büsbütün yanlış anlaşıldı. Beşerler alakasız şeyler söyledi. Ben şunu biliyorum; âlâ müzik yapmak gerekiyor. Biz de işin âlâ müzik tarafında durmaya uğraş ediyoruz.
◊ İyi müzikten kastınız nedir?
– Güzel müzikten kastım; işin içinde düzgün cümleler kurulan müzikler. O güzel cümlelerin üzerine hoş melodilerin konduğu müzikler. Âlâ aranjmanlar ve müzisyenin ruhunun değmesi gereken projeler. Biz bu albümde her şeyi canlı çalıyoruz. Stüdyolarda unutulan işler bunlar. O yüzden çok pahalı.
EGOLUYUM LAKİN KOMPLEKSLİ DEĞİLİM
◊ Nedir sahnenizde kurallarınız?
– Bizim sahnemizde dansçı, görsel bir gösteri yoktur. Dinleyiciler yalnızca bana bakıyorlar. Kıvanç Tatlıtuğ üzere bir adam da değilim ben. Tek derdim düzgün müzik olması.
◊ Sizin egolarınız yok mu?
– Ben egolu biriyim herkes üzere lakin kompleksli değilim. Ego insanı yaşatır. İnsanın bir kez kendi için ben demesi lazım. Fakat hiç kompleksli değiliz. İsteklerimiz her vakit belirlidir. Mesela ben neyle gidiyorsam grubum onunla gitsin, nerede kalıyorsam takımım orada kalsın, ben ne yiyorsam arkadaşlarım da onu yesin. Taleplerimiz bunlar. Âlâ müzik yapmaya uğraş ederiz, o kadar. Şımarık yahut kibirli olmak formumda yok.
◊ Çocuklar siz müzik yaparken ne yapıyor?
– Onlar da çabucak ellerine gitar filan alıyor. Elma ağacından armut düşmez. O yüzden armut tabanına düşecek. Biraz meyilli gibiler fakat bizde hiç ısrar yok. Ne isterlerse onu yapsınlar. İkisinde de güzel kulak var. Ritim hisleri da çok âlâ. Ancak baskı kurmuyoruz.
