Paris’te geçen hafta Cezayir kökenli 17 yaşındaki Nahel’in polis tarafından öldürülmesiyle başlayan, geçmiş yıllarda da benzerleri görülen banliyö isyanının sebeplerini uzmanlara sorduk. Konut siyasetleri ve polislik uygulamaları kadar sömürgeci geçmişin duygusal tartısının şiddet olaylarını körüklediğini anlatan uzmanlar, isyana katılanların birçok üçüncü jenerasyon Fransız vatandaşları olsa da kendilerini “kabul edilmiş” hissetmediklerine dikkat çekti. Mülteci ve göçmen alımında Avrupa’da başı çeken Almanya’da ise tablo daha farklı.
‘ÖTEKİ’ VATANDAŞLAR
“Fransa, çoğunluğu Fransız vatandaşı olmalarına karşın Müslüman gençleri topluma entegre edememiş, onlara, ulusun eşit modülleri olduğu hissini verememiş görünüyor” diyen Berlin merkezli Bilim ve Siyaset Vakfı (SWP) araştırmacısı Dr. Yaşar Aydın, birebir vakitte ekonomik zorlukların neden olduğu ümitsizliğin kitleleri harekete geçirdiğini kaydetti. Fransa’da İslamofobiye yol açan “militan laiklik” ve polis içindeki ırkçılığın da öfkeyi arttırdığını söyledi.
Yaşar Aydın
CUMHURİYET İDEALİ ÇALIŞMADI
Fransız fikir kuruluşu Ifri araştırmacısı Jeanette Suess de emsal formda, “Mevcut isyanlar, ihmal edildiğini hisseden banliyölerdekilerin, ki gençleri üçüncü jenerasyon Fransız vatandaşları, derin güvensizliğinin bir ifadesi” dedi. Suess’e nazaran bu kitleler, cumhuriyet ülküsünün yani “nereden gelirseniz gelin herkese eşit fırsat” vaadinin kendileri için geçerli olmadığı hissine kapılıyor.
Jeanette Suess
SOSYAL VE EKONOMİK HÜSRAN
İtalya merkezli Avrupa Üniversite Enstitüsü’nden (EUI) Profesör Erik Jones isyanın, sömürge mirası ve başarısız entegrasyon stratejilerinin bir sonucu olduğunu kaydetti. Fransa’da ikinci ve üçüncü jenerasyon göçmenlerin ekonomik ve toplumsal olarak hüsrana uğradığı görüşünü lisana getirdi. SWP’den Dr. Raphael Bossong da “barınma ve işgücü imkanları ile polisin tavrı, siyasi bağlantı ve tarihi mirasın” şovlarda tesirli olduğu görüşünde.
Erik Jones
MEKANSAL AYRIMCILIK
Fransa’da banliyölerin inşasıyla bu ülkeye mahsus bir mekansal ayrışma sistemi oluştuğunu kaydeden Suess, bunun başarızılığının görüldüğünü kaydetti. Suess, Almanya’da nüfus daha orantılı dağıldığı için Paris’tekine benzeri banliyölerin oluşmadığını bunun ahenk sürecine katkı sağladığını söz etti. Uzmanlar, 2015’teki ağır göçten sonra Almanya’da çok sağın yükseldiği görülse de sivil toplum kuruluşlarının etkin iştirakiyle toplumsal huzursuzlukların önlenebildiğine de dikkat çekti.
Raphael Bossong
ALMANYA’DA NE FARKLI
Almanya’da sistemin göçmenler konusunda “daha duyarlı” olduğuna dikkat çeken Yaşar Aydın, burada göçmen ve mülteciler için işgücü ile konut piyasalarına erişmenin daha kolay olduğunu kaydetti. Aydın, Almanya’daki göçmenlerin Fransa örneğindeki üzere sömürge periyodu sonrası gelenlerden değil, personellerden oluştuğunu vurguladı. “Yani Almanya’daki emekçiler sömürgeci bir geçmiş nedeniyle öfkeli değiller. Burada ekonomik beklentiler de çok daha iyi” dedi. Fransa’daki Türklerin durumuna da değinen Aydın, “Kuzey Afrikalı azınlıklar üzere duygusal manada yüklü değiller” dedi.
MACRON: CEZAYI AİLELERE KESELİM
– Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, protestolarda yağma ve vandallığa karışan çocukların ailelerine para cezası verilmesini önerdi. Geçen hafta boyunca aksiyonlara katıldığı gerekçesiyle tutuklanan 4 bin şahıstan 1200’ü çocuktu.
– Günler süren şiddet azalırken, dün Elysee Sarayı’nda 250 belediye liderinin iştirakiyle bir kıymetlendirme toplantısı yapıldı. Macron, en berbatın geride kaldığını söyledi. Bu sayılara da yansıdı. Evvelki akşam yalnızca 72 gözaltı rapor edildi.
Emmanuel MACRON
– Nahel’i öldüren tutuklu polis memuru Florian için çok sağcıların başlattığı kampanyada 1.5 milyon Euro toplandı. 17 yaşındaki kurbanın ailesi için ise yalnızca 340 bin Euro birikti.
– Aksiyonlarda en az 10 AVM, 200 market, 250 banka şubesi ziyan gördü. Hasarın faturası 1 milyar Euro’yu geçti.
