Söz konusu dört ülkenin Bangladeş, Pakistan, Kamboçya ve Vietnam olduğu belirtilirken; iklime karşı hassasiyetleri araştırılan 32 ana üretim merkezi ortasında Türkiye’den İstanbul ve İzmir de yer aldı. İzmir risk sıralamasında 18’inci, İstanbul ise 26’ncı oldu.
‘YAŞAMAK BİLE ZORLAŞACAK’
Cornell GLI İcra Yöneticisi Jason Judd bahse ait yaptığı açıklamada, “Seller ve çok sıcaklıklar global manada hazır giysi üretiminin tüm paydaşları için önemli bir risk oluşturuyor. Çalışanlar, üreticiler, yatırımcılar ve markalar bu risklerle çaba ederken kimse mevcut stratejilerine iklim değişikliğinin getirebileceği maliyetleri dahil etmiyor. Hazır giysi sanayisi ve bu hususta çalışan düzenleyiciler iklim tahlillerini daha çok emisyonlar, su kullanımı ve geri dönüşüm etrafında belirledi. Tedarikçilerin ya da çalışanların da önemli oranda ve direkt etkileneceğini görmezden geldiler. İklim kâbusları hali hazırda Bangladeş, Pakistan, Kamboçya ve birçok yerde görülmeye başladı. Moda sanayisinin bağlı olduğu pek çok ülkede bırakın üretim yapmayı yaşamak bile zorlaşacak” diye konuştu.
1 MİLYON İSTİHDAM KAYBI
Schroders Sürdürülebilir Yatırım Araştırması Lideri Angus Baue ise şu yorumu yaptı: “Artan sıcaklıklar ve ağır seller, 2030 için 65 milyar dolarlık ihracat gelirinden ve yaklaşık 1 milyon kişilik istihdamdan vazgeçildiğini gösteriyor. Bu datalar de 2050 yılına dek artış gösterecek. Bu sorun, markalar için değerli riskler oluşturuyor. Yatırımcılar iklim değişikliğinin çalışanlar ve iş modelleri üzerindeki fizikî tesirlerini ölçümlemek ismine gerekli paydaşlarla bir ortaya gelmeli. Ek olarak hazır giysi firmaları tedarikçilerle paydaşlık kurarak meslektaşlarıyla ve karar vericilerle birlikte çalışmalı. Kelam konusu ahenk planlamaları kesim için yatırım getirileri de sağlayabilir.”
