Recep Ayı’nın 27. gecesinde idrak edilen Miraç Kandili 6 Şubat Salı günü kutlanıyor. Üç ayların birinci ayı olan Recep ayında Hz. Muhammed’in (S.A.S.) Miraca çıkışı hayli değerli bir olaydır. Müslümanlar, bu bedelli günü fırsat bilir, ibadet ve hayır işlerine yönelir. Kur’an-ı Kerim’de Miraç olayı iki farklı müddette geçmektedir. Miraç sözü “yukarı çıkma vasıtası, merdiven” demektir. Terim olarak Hz. Peygamber’in göğe yükselişini ve Allah katına çıkışını söz eder. İşte Miraç Gecesinde yaşananlar ve Miraç hadisesi!
HZ. MUHAMMED MİRAÇ’A NASIL ÇIKTI?
Bir gece Kâbe–i Muazzama’nın Hatîm mevkiinde yatarken, Cebrail gelip mübarek göğüslerini yardı, kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içini iman ve hikmetle doldurup eski hâline koydu. Sonra beyaz bir binek Burak ile (normalde bir aylık mesafedeki) Mescid–i Aksa’ya uçtular. Orada bütün peygamberlerin ruhlarına imam olup namaz kıldırdı. Bu, onların şeriatlerinin asıllarına mutlak varis olduğunu tabir ediyordu. Bir de kendisine su, şarap ve süt takdim edildi. Hazreti Muhammed sütü içti. Bu ümmetinin hakikat yola iletildiğini söz ediyordu. Akabinde büyüklüklere (manevî asansör) ile göklere çıkartılıp yedi kat semaları bir bir dolaştırılmıştır.
1. kat semada: Hz. Adem’le,
2. kat’ta Hz. İsa ve Hz. Yahya,
3. kat’ta Hz. Yusuf,
4. kat’ta Hz. İdris,
5. kat’ta Hz. Harun,
6. kat’ta Hz. Musa
7. kat’ta Hz. İbrahim ile görüştü.
Melekleri, Cennet ve Cehennem’e kadar bütünüyle ahiret hayatını müşahede etti. Miraç gecesi bütün mülk ve melekût âlemlerini dolaştı. Cebrail Hazreti Muhammed’i daha da yükseklere çıkardı, o denli bir fezaya vardılar ki yazgıları yazan kalemlerin cızırtıları duyuluyordu. Nihayet varlıklar âleminin son sonu olan Sidretü’l–Müntehâ’ya ulaştılar. Cebrail:
-“İşte burası Sidretü’l–Müntehâ’dır. Ben buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam, yanarım” dedi.
Hz. Muhammed ‘e Sidre’de dört kutsal ırmak ve her gün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Beyt–i Ma’mûr gösterildi. Sonra kendisine şarap, süt ve bal dolu üç bardak sunuldu. O, tekrar sütü tercih etti.
Hazreti Muhammed o gece şehitlerin ve muttakilerin cenneti olan Cennetü’l–Me’vâ’yı temaşa etti. Cebrail’i geride bırakan Hz. Muhammed, burada Refref’e binerek Arş–ı A’lâ’ya geçti ve Kâb–ı Kavseyn olarak belirtilen “imkân dairesinin bitiş, vücûb dairesinin başlama sınırına” ulaştı. Huzûr–u Kibriya’da Allah’a ok yayının iki ucu kadar, hattâ daha fazla yaklaştı. Cemâlullah’ı perdesiz ve vasıtasız olarak onunla vakit ve yerden menüzzeh konuştu. Daha sonra tekrar Refref’le Sidre’ye geri döndü. Orada Cebrail’i asıl hüviyetiyle –tıpkı birinci sefer Hira’da gördüğü şekliyle– gördü. Müteakiben de tekrar Cebrail ile birlikte göz kırpması kadar kısa bir vakit modülünde dünyaya döndü.
MİRAÇ OLAYI KURAN’DA GEÇİYOR MU?
Miraç olayı, Peygamber Efendimizin evvel Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da Allahu-u Tealâ’nın huzura çıkmasını tabir eder. Bu olay Kuran’ı Kerim’de İsra ve Necm müddetlerinde geçmektedir.
MİRAÇ KANDİLİ İLE İLGİLİ AYETLER
İSRA SURESİ
Bir gece, kendisine kimi âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, nitekim her şeyi işitmekte ve görmektedir. (el-İsrâ, 1)
NECM SURESİ
Battığı vakit yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı. (1-2)
O, nefis isteği ile konuşmaz. (3)
(Size okuduğu) Kur’an lakin kendisine bildirilen bir vahiydir. (4)
(Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, harika görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu. (5-7)
Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu. (8)
(Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar veya daha az oldu. (9)
Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti. (10)
Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. (11)
(Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz? (12)
Andolsun ki, o, Cebrail’i bir diğer inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü. (13)
Sidretü’l Müntehâ’nın yanında. (14)
Me’va cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır. (15)
O vakit Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. (16)
Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı. (17)
Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü. (18)