T24’ün haberine nazaran; sanatçı, cumartesi akşamki Bozcaada konserinde de “Haydi söyle”yi seslendirmesini isteyenlere, “Müsaade ederseniz, bayanı silahla vuran bir adamın müziğinden evvel kendi müziğimi söylemek istiyorum” karşılığını verdi.
Sosyal paylaşım sitesi Instagram üzerinden de açıklama yapan Kalben şu sözleri kullandı:
“Bir oğlanı tavlamak için arkadaş ortasında birkaç sefer söyledim bu şarkıyı. Kelamlarını yanlış biliyordum uzunca vakit.’Ben’üzerinden söylemek daha yanlışsız geliyordu gönlüme sorumluluk yüklemek yerine. Oğlan gitti, arkadaşlar kaldılar. Müzik yoluna uzandığım birinci konserlerimden birine geldiler ve ‘haydi, söyleeee’ diye tempo tuttular. Mitanni’deydik. Hatta Ferdi Tayfur’dan Çeşme’yi de istediler de ben çalmamıştım. Gülüşmüştük. Konser kaydını birileri ‘internete koydu’; sonra birileri birinci albümüm yalnızca benim kelam ve müziğimden ibaret olsun isterken stratejik ve toplumsal olarak onca tuhaflığımın (çorap,taşikardi,mitoz mayoz ve nicesi) ortasına bir ‘uzlaşma’ müziği olarak Haydi Söyle’yi ekledi. Ben de girdim, saygın bir ustamın ödünç gitarıyla çaldım, söyledim. Birkaç ‘take’(kayıt) ve hoop, tamam. Ne de olsa söyleyebiliyorum şarkıyı,dert değil. Yapımlar istemem, aman. Kalsın klarnet, keman. En azından sadeliği koruyalım da şaklaban olmayayım. Müziğin sahibi düşünülünce ben gözlüklü feminist olduğumdan bir çelişki doğuyor. Konserlerde şiddetsizliğe davet ediyorum müzik yoluyla. Mevtten dönmeden ve sevdiklerimizi kaybetmeden öğrenmemiz ümidiyle şiddetsizliği. Sonrasında bir reklam var. Sıhhat sigortası ve beni sigortalamadılar 🙂 Sağ olsunlar. Ne gerek var. Merhum annemden emekliyim, @msg_online da halletti sonradan zati bir çeşit daha. Kararlarımda kendime ‘büyüklerim’ kadar güvenmedim diye; yazdığım müziklerin önüne geçti diye, beni kitlelere tanıtırken daima yapmam gereken bir harekete, vazifeye döndü diye; yediden yetmişe herkesi yakalamak için daha uygununu kendim yazamadım diye; bir cover ile ‘kavırdan öbür nesi var yeaa?’ dendi diye insanca kibirlendim,dargınlaştım ve sonunda öfkelenmeye başladım. Artık sizinle paylaşmazsam çatlayacaktım. Konserlerde iki-üç ‘cover’ımızdan birini bağırarak istek yapan ve beni Haydi Söyle ile tanımayı, tanımlamayı seçen pahalı dinleyicilerimize bundan sonra hiçbir karşılık vermeyecek; ricayı kırmamak ismine konser akışımı bozmayacak;
bir şarkıyı söylemek zorunda hissetmeden özgür takılacağım. Dilerim müziğime bağlılığıma ve özgür kalbime paha verir; bana el verirsiniz baskısız, öylece. Dökmem gerekiyordu, dilerim hafiflerim.
Umutla”
