UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve kilosu 250 bin lirayı bulan safranda rekolte bu yıl mevsimin kurak geçmesi nedeniyle düşük olması bekleniyor.
“Dünyanın en kıymetli baharatı” olarak isimlendirilen, Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen safran bitkisi boya, yemek, kozmetik, ilaç ve besin üzere birçok alanda kullanılmasının yanı sıra; hücre yenileme, hafızayı güçlendirme, astım ve teneffüs yolu hastalıkları, sindirim ve diş eti güçlendirme üzere birçok tesiri bulunuyor. Ağustos ayında ekimi yapılan safran bitkisi Ekim-Kasım aylarında uzunluğu 15-30 santimetre uzunluğa geldiğinde toplanıyor. Karabük’ün Safranbolu ilçesinde 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans periyodunda Batı Anadolu’da ticareti yapılan, Osmanlı devrinde de ehemmiyetini koruyan safranda rekoltenin mevsimin kurak geçmesi nedeniyle düşük olması bekleniyor.
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan üretici İsmail Yılmaz, bu yıl hava sıcaklıklarının fazla olması hasebiyle safran hasadına 12 gün geç başladıklarını belirterek, “Bugünlerde dönemin ve çiçeklenmenin en süratli vakti. İnşallah bir 15 Kasım’a kadar falan devam edeceğini umuyoruz. Ondan sonra da herhalde artık çiçeklenme son bulur” dedi.
Yılmaz, kuraklık nedeniyle safranda rekoltenin geçen yıla nazaran daha düşük olacağını iddia ettiğini söyledi.
Bu yıl 15 dönüm alanda safran ekimi yaptığını söz eden Yılmaz, “İnşallah natürel bir aksilik olmazsa bir 10 kilogram civarında eser hasat etmeyi planlıyoruz. Natürel geçen yıl 27 dönüm civarında bir alanda üretim yapıyorduk. Sahayı dinlenmeye aldık, soğanları bir öbür yere transfer yaptık. Onun için bu sene daha az hasat edeceğiz” diye konuştu.
“Safran hasadı periyodunda Safranbolu’ya yurt içinden ve yurt dışından tipler ya da VIP konuklar çok geliyor” diyen Yılmaz, şunları kaydetti:
“Tarlada çiçeği görmek yahut satın almak için. Merak edenler var. Fotoğrafçılar, tabiatçılar var. Alanda bu çiçeği taze koklamak isteyenler var. Hayli konuklarımız kalabalık.”
Yurtdışından çok ziyaretçinin geldiğini aktaran Yılmaz, “Bunun yanında bir Arap ülkelerinden Kuveyt’ten işte Dubai’den, Katar’dan gelenlerimiz de var” sözlerine yer verdi.
