Afet ve Acil Durum İdaresi Başkanlığı (AFAD) Sarsıntı ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, zelzelenin tesirlerinin en aza indirilmesi için riskli yapıların dönüştürülmesinin kıymetli olduğunu vurguladı.
Sempozyuma katılmak üzere geldiği Sivas’ta açıklamada bulunan Tatar, zelzelenin akabinde yaraların sarılması noktasında başlatılan çalışmaların her alanda aralıksız devam ettiğini belirtti.
Tatar, zelzeleye karşı kentlerin kesinlikle dirençli hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Bir zelzele olduğunda, bir afet karşımıza çıktığında binalarımızın yıkılmaması gerekiyor zira binalar yıkıldığında ne yazık ki vatandaşlarımızı da kaybediyoruz.” dedi.
Ülkenin her yerinde riskli yapıların belirlenmesi gerektiğini söz eden Tatar, “Riskli yapıları kesinlikle aşikâr bir plan dahilinde dönüştürmemiz son derece büyük kıymet taşıyor. Bu manada devletimiz birinci etapta İstanbul’da ‘Yarısı Bizden’ kampanyasıyla bu projeyi başlattı. Bu, ilerleyen periyotlarda yüksek zelzele riski altındaki öbür vilayetlerimizde yaygınlaştırılarak sürecektir. Vatandaşlarımızın buna kesinlikle büyük bir heyecanla katılmaları, bu işin değerini kavramaları son derece kıymetli.” diye konuştu.
Tatar, öbür kıymetli hususun ise vatandaşların afet öncesi, sırası ve sonrasında yanlışsız davranış değişikliğine gitmesi olduğunu, bu kapsamda AFAD uyumunda zelzele tatbikatlarının süreceğini aktardı.
“KONTEYNER SAYISI 200 BİNİ BULACAK”
Deprem bölgelerinde çok kıymetli işler yapıldığını vurgulayan Tatar, şu ana kadar 130 bini aşkın konteyner kurulduğunu, haziran sonuna kadar bu sayının 200 bini bulacağını kaydetti.
Bu sürecin kademe aşama devam edeceğini anlatan Tatar, şunları söyledi:
“Bunun bir sonraki evresi da vatandaşlarımızın kalıcı konutlarına kavuşması, bir yandan da bu süreç devam ediyor. Bir yandan orada her gün 1,5 milyon öğün yemek dağıtılıyor, bu çok kıymetli. Her gün depremzedelere 4 milyon ekmek dağıtılıyor, kumanyalar, tıpkı yardımlar derken orada büyük bir operasyon yürütülüyor. Bu manada da devletimizin tüm kurumları Türkiye afet müdahale planı kapsamında AFAD’ın uyumunda vazifelerini çok önemli biçimde yürütüyor.”
“7-10 METREYE KADAR YER DEĞİŞTİRMİŞ ALANLAR VAR”
Tatar, bölgede yaşanan iki büyük sarsıntı sonrası birbirinden farklı 7 başka fay modülünün kırıldığını, dünyanın hiçbir bölgesinde, hiçbir jeolojik ortamında bu türlü bir afetin yaşanmadığını lisana getirdi.
Fay kırılmaları nedeniyle 7-8 metreye varan yatay istikamette yer değiştirmeler yaşandığına değinen Tatar, “Bunlar bölgede hem jeolojik manada yüzey kırığı oluştururken, öteki yandan afet kadastrosu diye isimlendirdiğimiz 7-10 metreye kadar yer değiştirmiş parseller, tarla hudutları, binalar, yerleşim yerleri var. Bunların her birinin farklı başka çalışılması gerekiyor. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bununla ilgili çalışmaları yapıyor.” sözlerini kullandı.
‘TÜRKİYE’DE ETKİN 485 FAY ÇİZGİSİNİN HER BİRİ 5.5 VE ÜZERİ ZELZELE ÜRETME POTANSİYELİNE SAHİP’
Türkiye’de etkin 485 fay çizgisinden her birinin 5,5 ve üzeri büyüklükte zelzele üretme potansiyeli bulunduğuna işaret eden Tatar, bu fayların en son ne vakit yıkıcı sarsıntı ürettiği, hangi büyüklükte sarsıntı meydana geldiği üzere parametrelerinin bilinmesi gerektiğini belirtti.
Tatar, bu parametrelerin bilinmesi durumunda o fayın gelecekte zelzele üretme potansiyelinin daha uygun anlaşılacağını anlatarak, şunları kaydetti:
“AFAD’ın içinde olduğu Etraf Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, MTA Genel Müdürlüğümüz ve TÜBİTAK ile bütün faylar çalışılmaya başlandı, bu çok değerli bir etap. Sivas özelinde yahut Orta Anadolu özelinde çok uzun yıllar zelzele üretmemiş lakin etkin olduğunu bildiğimiz, uzun yıllar sessiz olan fay çizgileri var. Bu fay çizgilerinin hasar yaratması için illa bir yerleşim yerinden geçmesi de gerekmiyor, bunu Elazığ ve İzmir’de gördük. Büsbütün tabandan kaynaklanan sorunlar oldu. O açıdan Sivas her ne kadar içinden etkin fay sınırı geçen kent olmasa bile Suşehri, Doğanşar, Koyulhisar, Gölova, Akıncılar ilçelerimizin içinden Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun değişik kolları geçiyor. Şarkışla civarından Meczuplar fay çizgisinin değişik kolları geçiyor. Buraların sarsıntı üretme potansiyeli var. Bir zelzele ürettiğinde de azamî sarsıntı üreteceği bedeller biliniyor. Her halükarda bir zelzele olduğunda Sivas ve bu bölgede bulunan tüm kentlerimizde riskli yapıların belirlenmesi gerekir. Bizim bir an evvel bu kentlerimizi daha dirençli hale getirmemiz gerekiyor. Bu tıp yerlerde zemin çok değerli ve Sivas’ın bu manada bilhassa yerin güzel olmadığını bildiğimiz alanlarını daha dirençli hale getirmemiz gerekiyor.”
